Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

. 18. . 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. . yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Her şey tablo gibi. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Tepede bir tapınak. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Kendine vadiler açıyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Heybetli ve gururlu duruyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Regensburg’da. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Hepsi de küçük ve sevimli. Yamaçlarda üzüm bağları. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Sağ, sol eski yapı. Sislerin ardında güneş. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Ludwig’in kalıtı. . 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Büyük bir Yunan tapınağı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Orada bir heykel. ",. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek.

Tuna kıyısında bir gün...

Her şey tablo gibi. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Regensburg’da. . Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. . . Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Tepede bir tapınak. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Sislerin ardından güneş çıkıyor. 18. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Büyük bir Yunan tapınağı. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Hepsi de küçük ve sevimli. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Sislerin ardında güneş. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. ",. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Yamaçlarda üzüm bağları. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Orada bir heykel. . Biraz ileride büyükçe bir alan. Ludwig’in kalıtı. Sağ, sol eski yapı. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Heybetli ve gururlu duruyor. Kendine vadiler açıyor.